Merkez Bankası, son toplantısında politika faizini 250 baz puan düşürdü. Bu indirimle birlikte politika faizi yüzde 45'e geriledi. Ocak ve Şubat ayı enflasyon verileri, piyasalardaki gelişmeleri etkileyecek kritik öneme sahip.
Merkez Bankası, ne aşırı ihtiyatlı ne de fazla iyimser bir duruş sergiliyor. Politika faizindeki hamleler dengeli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Faiz indirimleri, gerçekleşen ve beklenen enflasyon rakamlarındaki düşüşle uyumlu. Bu aşamada Merkez Bankası'nın uyguladığı politika adımlarının etkilerini gözlemlemesi için zamana ihtiyaç var.
Ocak ve Şubat ayı enflasyon verileri, asgari ücret artışı ve yılbaşı fiyat ayarlamalarının enflasyon trendini nasıl etkileyeceğini görmek açısından kritik önem taşıyor. Bu veriler, yıl sonu enflasyon tahminlerinin ne kadar gerçekçi kalabileceğine dair önemli bir test olacak.
Merkez Bankası, dezenflasyon trendinin beklentileri doğrultusunda devam etmesi durumunda mart ayında politika faizini bir miktar daha düşürebilir. Aksi takdirde, mart toplantısı pas geçilebilir. Bu süreçte piyasa faizlerinin nasıl tepki vereceği de dikkatle izlenmeli.
Donald Trump, bu hafta ABD Başkanlık koltuğuna yeniden oturdu. İkinci başkanlık döneminin ilk gününde tarifelere dokunmadı. Ancak Meksika ve Kanada'dan gelen mallara yönelik yüzde 25'lik ilave bir gümrük vergisi uygulama niyetinde olduğunu açıkladı. Bu durum, ticaret savaşlarında otomotiv sektörünü etkileyebilir.
ABD, Meksika'da üretim yapan otomotiv şirketlerini etkileyecek tarifeleri devreye almaya hazırlanıyor. Bu durum, otomotiv sektöründe tedarik zincirlerinin coğrafi dağılımını etkileyebilir. Yedek parça üreten tedarikçilerin yeni rotalara yönelmesi, Türkiye'deki üreticiler için fırsatlar sunabilir.
Avrupa pazarının Çin ile rekabet etmekte zorlanması, Türk otomotiv yedek parça üreticilerini sıkıntıya sokuyor. Ancak Amerikan pazarı, bu şirketler için cazip imkanlar sunabilir. İş bağlantıları kurmak ve yeni ortaklıklarla kapasite geliştirmek, Türk şirketleri için yararlı olacaktır.
Trump, çok uluslu otomotiv şirketlerine ve tedarikçilerine baskı yaparak, yatırımlarını gözden geçirmelerini isteyecektir. Bu durum, Türk otomotiv yedek parça üreticileri için yeni fırsatlar yaratabilir. Ticaret diplomasisinin daha aktif biçimde çalıştırılması, bu fırsatların değerlendirilmesi açısından önemlidir.